Birkimse ihlâs ve samimiyetle gerçekten Allah’ın kendisine yeterli olduğuna. inanarak “Hasbünallah ve nî’mel vekîl” derse, hiç kuşkusuz Allah. ona yeter. Çünkü Yüce Allah Kur’an’da, “Kim Allah’a güvenirse, Allah ona yeter” buyuruyor. (Talak – 3) Not: (Y) harfi ile “Hasbiyallah” nefs-i mütekellim vahdehü
CevapDeğerli kardeşimiz, - Allah sevdiği kullarına verdiği sıkıntının amacı, onları saptıracak olan nefsani arzu ve isteklerden uzak tutmaktır. Allah hiç bir zaman kulunun kaldıramayacağı bir yükü yüklemez. “Allah hiç kimseye gücünün üstünde bir yükümlülük vermez.” (Bakara: 2/286) mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir.
Ruhlarnifas. ESMAl HUSNA Ruhlarn ifas ESMAL HSNA Hazrlayan: Muhammed Salih Kitab Tashih Edenler: -1-Ruhlarn ifas ESMAl HUSNA -Emekli mam Seyda: Abdulhadi eliker Hoca Efendi-Felsefeci: M.Kalkan-Belediyeci: Hizmet Verenler: -D.eltek-F.Gl-A.Ceylan-M.Bozolu-R.Aslan-mm Elif-mm Gl-mm Salih Kitaba Emei Geenler: -M.Demir-M.Sertdemir-Z.Kl 2 Rahmn ve
Kullukedilecek ve yardım istenecek tek varlık Allah’tır. Çünkü kulun ibâdetini kabul buyuracak ve istediklerini yapabilecek güç ve kuvvet sadece Allah’a aittir. Kullar bu hitapla, her şeyi işiten, her şeyi bilen tek merci olan Allah’a yönelmekte ve
Allahniye bize yardım etmez, Allah’ın yardımı bize ulaşmaz, biliyor musunuz, “her doğan gün niye yeni bir dert olur”, çünkü Allah cahillere ve zalimlere yardım etmez. O, yaptıklarımızı, kalbimizden ve aklımızdan geçenleri, kapalı kapılar arkasında konuştuklarımızı bilir. Dilipak: AK Parti’ye bu oyunu kimler oynuyor
Allahneden bana yardım etmiyor? Gizli Üye. merhaba arkadaslar size bir sorum olacak önclikle sunu soylıyımkı ben cok inançlı bir insanım her gun dua ederim vs vs. ama kendimi bildim bileli her işim ters gidiyor istediğim hiçbir şey olmuyor , basım dertten kurtulmuyor , surekli allaha dua ediyorum son 1 haftadır dusunuyorum
MGsp. Kur’an’ın birçok ayetinden okuyor ve anlıyoruz ki Allah müminlerine çeÅŸitli biçimlerde yardım etmektedir. Sonsuz ilmi ve hikmeti sayesinde kainatın her noktasında, beden gözüyle göremediÄŸimiz melekler veya cinlerle veya baÅŸkaca kullarıyla, belki rüzgar veya yaÄŸmur gibi yarattığı cansız varlıklarla veya hayvan ve insanlarla yardım etmektedir. Hem öyle bir yardım ki; Belki aslında ÅŸer olan ve hayır sandığımız bir iÅŸte bize zorluk çıkartıp o iÅŸi yaptırmayarak… Belki dünyada sıkıntılı bir duruma düşürüp ve bunu kefaret sayıp, karşılığını kat kat fazlasıyla ahirette ihsan ederek… Belki hayatımıza imansız birilerini musallat edip onların hidayetine vesile olmamızı saÄŸlayarak… Belki de aslında hayır olan ve ÅŸer sandığımız bir iÅŸe mani olup gene o hayır sandığımız iÅŸi yaptırmayarak… Esasen istisnasız her iÅŸ ve oluÅŸ muhakkak Allah’ın izni ile ancak iki ÅŸekilde olur. Muallak kader dediÄŸimiz olguda, önce kul ister akabinde Allah yaratır. Allah’ın murad etmesi baÅŸkadır; çünkü O yalnız hayrı murad eder, kulun isteyip Allah’ın yaratması baÅŸkadır. Kul neyin hayırlı olduÄŸunu bilmez ama Allah sonsuz ilmi ile geçmiÅŸ, ÅŸimdiki zaman ve geleceÄŸi ihata ettiÄŸi için bilir. Dolayısıyla Allah hikmetine binaen bazen kulun bu istediÄŸinin aksini yaratır. Bu sırr-ı teklif gereÄŸidir. Burada da belki de bize hem bir imtihan hem de bir yardım da olabilir. Mesela, evde pasaportumuzu unutur ve uçağı kaçırırız, buna hayıflanırken uçağın kaza yaptığı haberini alırız veya yeni bir iÅŸe baÅŸlamak üzereyken evde hastalanır yatarız, iyileÅŸtiÄŸimizde iÅŸ kaçmış olur, ancak daha güzel bir iÅŸe girmemize vesile olmuÅŸtur, vb… Mutlak kader dediÄŸimiz olguda ise kulun hiçbir dahli yoktur. Cinsiyetimiz, ana babamız, milliyetimiz, fiziÄŸimiz, vb… Bu da gene sırr-ı teklif gereÄŸidir. Bunların da imtihan gereÄŸi olduÄŸunu bilip, bize verilen veya verilmeyenlerin bizim hesap vereceÄŸimiz nisap miktarımızı oluÅŸturduÄŸunu bilmeliyiz. Görme özürlü olan bir kardeÅŸimiz göz zinası, iÅŸitme engelli olan bir kardeÅŸimiz de gıybet dinleyemeyeceÄŸinden dolayı, bunlardan hesaba çekilmeyecektir. Ahirette hesaba çekilmekte olan ve gözleri gören birisi belki de hemen diyecek ki keÅŸke ben de üç günlük dünyada görmez olaydım da burada bu çetin hesaba maruz kalmasaydım ve anlayacak ki Allah o özürlü kuluna belki de dünyada onu böyle yaparak yardım etmiÅŸ. Bize düşen, Cenab-ı Hak için “Hikmetinden ve ilminden sual deyip, her oluÅŸun arkasında O’nun mutlaka var olduÄŸunu bilip, kulluk vazifelerimizi eksiksiz yerine getirmek ve her oluÅŸta Allah’ın muhakkak olayları hayrımıza yarattığını ve bir ÅŸekliyle yardım ettiÄŸini bilmektir. Bu yardımın neticelerini bazen hemen, bazen orta vadede bazen de uzun vade olan ahirette görecek olmamız bu gerçeÄŸi deÄŸiÅŸtirmez. Başımıza bir musibet geldiÄŸinde hemen mealen ÅŸu ayete müracaat etmeliyiz “Onlar ki, kendilerine bir musibet geldiÄŸi zaman Muhakkak ki biz, Allah’a aitiz ve muhakkak ki biz, ancak O’na dönücüleriz!’ Bakara, 2/156. Ve unutmamalıyız ki “… olur ki, bir ÅŸeyden hoÅŸlanmazsınız ama o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir ÅŸeyi de seversiniz, halbuki o sizin için bir ÅŸerdir. Allah ise sizin için hayır olanı bilir de siz Bakara, 2/216. Ve kesinlikle iman etmeliyiz ki; “Ey müminler! Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hâli sizin de başınıza gelmeksizin kolayca cennete gireceÄŸinizi mi sandınız? Onlara öyle fakirlikler ve hastalıklar dokundu ve öyle belalarla sarsıldılar ki, hatta peygamber ve beraberindeki iman edenler Allah’ın yardımı ne zaman!’ diyecek hale gelmiÅŸlerdi! Dikkat edin, şüphe yok ki Allah’ın yardımı yakındı Bakara, 2/214. Kaynak Sorularla İslamiyet Ayrıca aklına takılan sorular veya merak ettiklerin için Sözler Köşkü YouTube kanalımıza göz atabilirsin. Bazı Merak Edilen Sorular
Eşref’i mahlukat olan insan; dürülü sırlarla dolu alem...O alem ki ulaştığı sırlara iyi gözle bakarsa mutluluk,kötü gözle bakarsa karmaşa meydana getiriyor. Dünya kurulalı beri, mutlu olunan günler sayısı o kadar az ki...Neden? Saymaya kalksak kitaplar dolusu bilgiler manzumesi olur. Bir tek cümle ile özetlersek olayıo cümle ne olur sizce ? Ben o cümlemi yazının sonunda söyleyeceğim, sabırla yazıyı okursanız görürsünüz. Ancak siz de bu arada düşünün olur mu ?Evet ,insanları diğer varlıklardan ayıran en baş özelliğimiz akletmek veyahut düşünmek...Allah’u teala Kur’an’ı Kerim’inde müteaddid defa akl etmez misiniz? Düşünmez misiniz? ifadelerini ayetlerin sonlarına doğru beynimize nakşede nakşede bu özelliğimizi kullanmamızı istiyor. Lakin, her türlü işe vakit ayıran biz gafiller ordusu; bir türlü mutlu olmayı, huzurlu olmayı kendimize adeta yeminli olduğumuz Kur’an’ı Kerim de öyle dürülü sırlar var ki; okudukça ağlamaya, ağladıkça anlamaya, anladıkça yaşamaya, yaşadıkça yaşamaya başlıyorsun. Okuyalım dostlar, lakin sadece Arapça lafzını değil, Türkçe mealini, tefsirini de okuyalım ki anlayalım. İnanın ferahlık, feraset, fazilet, fedakârlık hisleriniz katlanarak çoğalıyor, sevgi çemberiniz genişliyor. Dünyaya ve insanlara daha ulvi pencereden bakıyor insan. Dünyada her şeyin boş, tek Hakikatin Yüce Allah’ın varlığı ve senin o varlığı ne kadar anladığını veya anlamadığını anlıyorsun. Nerden mi biliyorum ? Zümer 36-37-38 den buyrun;"Allah, kuluna kâfi değil midir? Durmuşlar da seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Her kimi ki Allah şaşırtırsa, artık ona hidayet edecek yoktur. Allah, kimi de doğru yola iletirse artık onu saptıracak hiç kimse yoktur. Allah mutlak güç sahibi, intikam sahibi değil midir?Andolsun, eğer onlara, ’Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan elbette, ’Allah’, derler. De ki ’Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?’ De ki ’Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler. " Bilinen bilinmeze saklanıp, gerçeklerden kaçan Ey! nefsim kendine gel... Girdiğin çıkmaza seni sokan nedir ? Üç günlük Dünyaya hırsın nedir ? Görmez misin şu dağları, gökyüzünü, yeşilliği ve sonra sararan mevsimleri ? Ayı ve Güneşi bir biri ardı sıra getirip götüreni, "Sana kâfi olanı bilmez misin?" Durmaz mısın sözünde? "Elestü bi Rabbiküm" dediğini hatırlamaz mısın? Kalbine insanlığın ve güllerin Efendisi, Nur’ul Peygamberden başkasını neden sokarsın? Kararan kalbine cila nedir? Besmelesiz gidişin sonu nedir? Niçin kaçarsın Rabbinden? Kıyama duruşuna, rükuya gidişine ve secdeye varışına engel nedir? Allah’a en yakın yerin secde olduğunu bilmez misin?Tesbihata, duaya ve semaya açılması gereken ellere kelepçe nedir? İki cihan serverine itaatin manisi kimdir? Dört Halifeyi aklına getirip, de sıdkı, de adaleti, Hz. Osman da edebi, Hz. Ali de ilmi unutturan nedir? Rasullullah Efendimize biati engelleyen nedir? Niçin hicret etmezsin, kötülükler, gafletler, kemlikler diyarından, iyilikler, güzellikler, dirlikler diyarına?Yoksa Rabbin sana kâfi değil mi? Düşün ve de ki ’Allah bana yeter.""El rızku alellah" Rızkı sana Rabbinden başkası mı bahşeder? Haşa ve sümme hâşâ... Öyleyse bu bekleyiş neden? Kafanı kuma gömmeye sebep ne? Seni gerçekten alıp, sahteye götüren, içinde ki imanı bitiren nedir? Faniden bekâya geçişine set nedir? Ezelden ebed’e gidişinde yolunu saptıran kimdir? Düşünmez misin, akletmez misin Rabbinden seni alıkoyan, künden cüz’e düşüren düşüncelere daha ne kadar hizmet edeceksin? Günümüz dünyasında yaşadığın ve farkına vardığın tüm çirkinliklere ne zamana kadar sessiz kalacaksın..." Komşun açken, tok yatmaya" ne kadar devam edeceksin...Güller içinde bahçeni tek başına koklamadan sıkılmadın mı? Paylaşmanın lezzetini hiç tatmayacak mısın? Müslümanlar gün be gün katl ediliyorken daha ne kadar susacaksın...İnananlar Peygamber Efendimizin zalimlere karşı duruş sünnetini ne zaman ifa edecekler...hiç bir şey elinden gelmiyorsa buğz et bari...o bile ar geliyor nefsine...Ey ! nefsim bu sitemlerim sanadır...Sen ki her istediğini bana yaptırırsın...Ben kimim peki?Sadece, yiyip ,içip, gezen ve uyuyan bir varlık mıyım? Uyu uyuda...insan arada bi kalkar etrafına bakar...Bu kadar da uyunmaz ki...Dünyanın gül bahçesine dönüşün reçetesi "Merhamet" her şeye merhamet....Ey Allahım,sen merhametlilerin en merhametlisisin ...Ey! insanlık ,niye hep böyle merhametsizsiniz ?Vurur, kırar,öldürür bir çok şeyi yıkarsınız...Ey! Resul, katılığa sunulan merhamet sizsinizKararmış gönülleri,temizler ve yıkarsınızEy Allah’ım, insanlara sabrın; merhametindirUmudumuz tövbemiz;kapına geldik döndermeRahmetin gazaba galip;bize merhamet indir Gönüller sana muştak;gayrısına dönderme Ey! Rabbim, Sana hizmetkâr olmayı, hadim olmayı nasip eyle. Peygamber Efendimize hizmet etmeyi, ümmet olmayı, O’nun gibi düşünmeyi ve O’nunla yaşamayı ve ölmeyi nasip eyle. Ey! Yüceler Yücesi Allahım. Sen her şeye kadirsin, bize Kâfisin, bize yetersin. Sen her şeye Hâkim ve Hamisin. Affetmeyi seversin, bizi de affet.
Error 522 Ray ID 7383e6555f4bb8c0 • 2022-08-09 222433 UTC AmsterdamCloudflare Working Error What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 7383e6555f4bb8c0 • Your IP • Performance & security by Cloudflare
Geçen günlerin birinde, bozulan ahlâki yapımız, her anlamda dejenere olmuş toplum, bırakın İslam’ı insanlıktan dahi nasiplenmemiş yığınları konuşurken bir arkadaşım dua ile bitirmek istedi sohbetimizi. -Rabbim sonumuzu hayretsin, bizlere yardım etsin deyince, ötede duran arkadaş bu başlığı kullandı! Bana da bir yazılık malzeme çıktı ve sohbetimiz uzadı... Sahi Allah bize neden yardım etsin? Biz O'nun dinine yardım ediyor muyuz? Sizleri müthiş bir hikâye ile baş başa bırakıyorum... Bu olay ne anlatmak istediğimi en güzel şekilde ifade edecektir, eminim... On sekiz yaşında bir kız, Belçika'da yaşıyor. -Türk müsün? Dedim. -Daha karar vermedim, dedi. -Müslüman mısın? Dedim. -Ona karar vermek daha zor, dedi. Merakım iyice kabarmıştı... -Konuştuklarınızdan hiçbir şey anlayamadım, dedim... -Ben de bir şey anlayamıyorum. Hayatım bir kördüğüm. Nasıl çözeceğimi bilemiyorum, dedi. -Neden ama? -Babam Fransız, annem Türk... İkisini de seviyorum... Babam Hristiyan bir Fransız olmamı istiyor. Annemse Müslüman bir Türk olmamı... Bu iki istek arasında sıkışıp kaldım. -Bilemiyorum ne yapacağımı? Sis perdesi biraz aralanmıştı... Biraz daha açmak için sorulara devam ettim. - Kendini kalben Hristiyanlığa mı daha yakın hissediyorsun, Müslümanlığa mı? -İslam'a daha sıcak bakıyorum, ama Müslümanlara baktığımda birden soğuyorum! Babam annemin Türkiye'deki akrabalarını Brüksel'e getirip oturum aldı, iş buldu... Bir iki yıl çalıştılar o kadar... Şimdi hepsi 'somaca basıyorlar' yani işsizlik parası alıyorlar. Üstelik hepsi de sapa sağlam... Babamın akrabaları Hristiyan. Kiliseye gitmiyorlar ama iş ahlâkları var... Herkes işinde dürüstçe çalışıyor. Annemin akrabaları ise namaz kılıyor fakat yeri gelirse hırsızlık bile yapıyorlar. -Devletten haksız yere alınan işsizlik ödeneğini kastediyor- Türkiye'ye gidiyoruz her taraf cami dolu, camiler de namaz kılan insanlarla dolu... Ama herkes hile yapıyor, sizi kandırmaya çalışıyor... Belçika'da kiliseler bomboş ama Hristiyanların hepsi ahlâklı... İşte bu yüzden olmak istediğim halde Müslüman olamıyorum... Afallamıştım. Umutsuz bir hamle yaptım. -Ama şey... Yani... Müslümanlara bakarak karar vermek... Ani bir çıkışla sözümü kesti... -Çok dinledim bu masalları, hem de pek çok... Kusura bakmayın lütfen. Bir din anlayışı güzel ahlak üretemiyorsa ben o dini yani Müslümanlığı kabul edemem, dedi. Brüksel'deki Müslümanları geçtim... Türkiye'de birçok insan devleti soyuyor, devlet de insanları... Vatandaş vergi kaçırıyor, haram yiyor. Her şeyi yapıyorlar! Ondan sonra "Döndüm Kabe'ye Allahu Ekber". Jimnastik bu ya, namaz değil jimnastik... Bu sözler ceviz büyüklüğündeki dolu taneleri gibi başıma çarpıyordu... -O zaman siz Hristiyanlıkta kesin kararlısınız, diye sordum. -Annem "Müslüman ol" diyor ama bu ihtimal çok zayıf... Brüksel'de en çok Ezan seslerini seviyorum, çan sesleri beynimi tırmalıyor... Haaa annemin hatırına belki Türküm diyebilirim... "Maria Elif'in yaşadığı bu ikilemin vebali kimlerin omuzunda acaba?"
إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّي مُمِدُّكُم بِأَلْفٍ مِّنَ الْمَلآئِكَةِ مُرْدِفِينَ وَمَا جَعَلَهُ اللّهُ إِلاَّ بُشْرَى وَلِتَطْمَئِنَّ بِهِ قُلُوبُكُمْ وَمَا النَّصْرُ إِلاَّ مِنْ عِندِ اللّهِ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ Enfal Suresi; 9. “O vakit siz, Rabbinizden yardım istemiştiniz de, Oda “Muhakkak ki Ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim” diyerek duânıza icabet etmişti.” 10. “Ve Allah, bunu ancak bir müjde olarak ve kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. Yardım, ancak Allah’tandır. Şüphe yok ki Allah, üstündür, Hüküm ve Hikmet Sâhibidir.” Ashabı kiram, Bedir harbi öncesinde dua ederek Allah’dan yardım istemişlerdi. Bunun üzerine Allâhu Teâlâ, Peygamber Efendimize şunu bildirdi; “Muhakkak ki Ben, birbiri ardınca bin melekle size yardım edeceğim” Nitekim sahabe onları görsede, göremesede, sebep olma cihetinden meleklerin yardımını, yani savaş anında düşmanların melekler tarafından öldürülüşlerini gördüler. Hadislerde de bu anlatılmaktadır ..! Burada İnsanın Aklına İki Önemli Soru Geliyor 1- Kuran’ın başka yerinde geçmediği halde “Bin melekle yardım” vaadi, Vahyi gayrı metluv yani Kuran harici vahiyle mi bildirilmiş idi, yoksa aslında bildirilmedi de bu sadece Allah’ın kendi kendine yaptığı bir vaadmiydi ?! 2- Allah’ın izniyle Melekler insanlara yardıma gelse, bu yardım Fatiha süresinde geçen “Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz” ayetiyle çelişki arz eder mi, etmezse yardım eden aslında kimdir ?! İşte 10. Ayet bu iki sorunun da cevabını bize vermektedir; * Ayetin “Ve Allah, bu vaadi ancak bir müjde olarak ve kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı.” kısmı, vaadin önceden Peygamberimize Allah tarafından iletildiğini açıkça ifade etmektedir. Çünkü “MÜJDE” olabilmesi ve “KALPLERİN YATIŞMASI” için bu vaadin önceden Müslümanlara bidirilmiş olması gerekir. “Bin melekle size yardım edeceğim” kavli, Kuran’ın başka bir yerinde ayet olarak bulunmadığına göre, bu vaad ancak Kuran harici vahiyle olabilir. * Allah’ın melekler vasıtasıyla yardım edeceğini vaad etmesinin sebebini de “kalplerin yatışması” olarak anlamamız mümkündür burada. Evet Allah sebepsiz de yardım etmeye Kâdirdir, ama insan zihni fıtraten sebep-sonuç ilişkisine göre işlediği için, Allah Subhânehû ve Teâlâ burada yardımını meleklersebebi vasıtasıyla yapacağını vaad etmiştir.! Bunu somutlaştırarak anlamaya çalışalım; Allah sizi bineksiz de, yani sebepler bulunmadan da havada uçurabilir. Ama akıl sebep arar, bulamayınca da kalb buna dayanmaz ve insan düşeceğim endişesiyle heyecâna kapılır. Nitekim İsrâ mucizesi de binekle cereyan etmiştir.! Pekiyi bu tepkisel reaksiyon, Allah’a güvenilmediğinden mi? Elbette hayır. Bunun sebebi, insanın fıtratı ve acziyetidir. İşte bu sebeple Allahu Tealâ, ayette “Müjdelemesi” ve “Meleklerle yardım etmesi”nin sebebini “kalplerin yatışması” olarak açıklamıştır. Bu ayette ayrıca birde hatırlatma yapmıştır ki, müminlerin îtikadlarında arızalar meydana gelmesin.! “Yardım, ancak Allah’tandır. Şüphe yok ki Allah, üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.” Her ne kadar yardım için Allah tarafından Melekler sebep kılınmış ise de, hakikatte yardım eden Allah’dır. Tıpkı Enfal 17’de “Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü ve attığın zaman sen atmadın.” buyurduğu gibi. Bu sebeple insan, Allah’dan yardım ister, ancak Allah yardım için dilediği şeyi sebep kılabilir. Bu onun hâşâ acziyetini, yetersizliğini değil, “Hüküm ve Hikmet Sâhibi” olduğunu gösterir…! Meselâ Çanakkale harbi için anlatılan bâzı hârikulâde kıssalar gibi..! – Yâni böyle şeyler mümkün müdür? – Evet, âyetler ortada; mümkündür, câizdir ve de vâki’dir. Lâkin İnsanların abartılı tasvirleri ve bire bin katmaları da mümkündür..!
allah dardaki kuluna neden yardım etmez